bugün

sevdiği entry'ler

artificial intelligence

lanet olası insanoğlunun, lanet olası "ben!" egosuna lanet ettiren bir şaheser film. *
ve yine insan ırkının, acilen yok olması gerekliliğini de bir kere daha hatırlatır bu film.

hani bir soru vardır ya; "Gif'ler biz onlara bakmayınca ne yapıyor?" diye; işte bu film tam olarak bu soruya cevap veriyor diyebiliriz.

Tasarımcı olanlar bilir; grafik, web falan... bir gif ya da animasyon yaparken döngü sayısı sorulur; infinite ya da forever falan yazarsın, o da sonsuza kadar oynar. neden, çünkü eğlencelidir; gifler, animasyonlar falan. lakin insanoğlu sonsuz mudur? elbette değildir ve en azından bu dünyada asla olamayacaktır. dolayısıyla bizden sonra da kendini devam ettiren bir şeyleri yaratıp duruyoruz.

günümüzde de yapay zeka; bir web sitesi, bir photoshop grafiği kadar pratikleşip üretilebilen bir ürün haline geldi. tamam; gif'lerin, animasyonların elbette duygu, sevgi diye kavramları yok. ya peki yapay zekanın? insanoğlu zaten bunun için yapay zekayı geliştirmeye çalışıyor.

filmin daha girişinde bu soru bir profesöre de soruluyor: "peki, ya kendisine sevgi, duygu yüklenen bir yapay zeka; sevdiği, bağlandığı bir insanı bırakmak istemezse?"

işte lanet edilen şey de bu. insanın; tanrıcılık oynayıp yaratma, en iyisini yapma ve ne hikmetse de kendisine/egosuna hizmet ettirme felsefesi, böyle bir paradoksu da kendisiyle birlikte yaratıyor. insanoğlu sonunu görmeye biyolojisinin elvermediği kavramları zorluyor. peki ne için? elbette pragmatist, materyalist veya kapitalist hırsları uğruna.

çok değil, on yıllar sonra yapay zeka kavramı evlerde de kullanılabilir bir hale gelecek. ve bu filmin senaryosu bir bilim kurgu olmaktan çıkıp tiksinç bir realite halini alacak.

tanrının yarattığı en tehlikeli varlık gerçekten de insan...

neil gaiman in yarattığı en iyi karakterler

ister romanlarında olsun, ister çizgi romanlarında olsun, o yarattığı karakterlerin havasını başka kimse veremiyor. Tamam, hellblazer var, alan moore'un gözdesi, watchmen'de var, yine alan moore'un gözdesi. Fakat neil gaiman'in o kadar güzel, o kadar saf karakterleri var ki, kendilerini okurken kendinizi onların yerine koyarsınız.

(bkz: the endless)
(bkz: lucifer)
(bkz: shadow)